Dünyanın çeşitli coğrafyalarında faaliyetler yürüten Açık Tolum Vakfı, 2015'te Rus makamları tarafından “istenmeyen kuruluş” ilan edildi. Bu gelişmenin öncesinde de faaliyetlerinde çok sayıda engelle karşılaşan vakıf, 2014'te “Rusya Proje Stratejisi”ni oluşturdu. Vakıf bu projeyle ülkede “yabancı ajan” statüsünde olmayan ve kar amacı gütmeyen kuruluşlarla işbirliği perspektifini geliştirdi.
13 Ağustos 2016’da Açık Toplum Vakfı’na ait dökümanlar DCLeaks tarafından kamuoyula paylaşıldı. Belgelerde vakfın çalışma planları, stratejileri ve öncelikli çalışma alanları ayrıntılandırılıyor.
Bu belgelerde, vakfın Rus kuruluşlarıyla olan çalışmalarının öncelikli alanları dikkate alınmasa da 2008–2013 döneminde Rus STK’larına sağlanan finansmana ilişkin deliller sunuluyor. Bununla birlikte belgelerde vakfın, 2014–2015 yıllarında “yabancı ajan” kaydını atlatmak için aracı kuruluşlarla uzantılarına 1 milyon 711 bin 500 dolar para aktardığı bilgisi öne çıkıyor.
Açık Toplum Vakfı esasında 2012'den bu yana Rus insan hakları örgütlerini izlemeye almıştı. Bu süreçte çeşitli örgütlerin yabancı ajanlar yasası atlatılarak finanse edilmesine dönük bir model geliştirildi.
Proje Stratejisi’nde Rusya’daki federal ve bölgesel kuruluşlar da dahil olmak üzere 24 kar amacı gütmeyen kuruluşa ait bilgiler yer alıyor. Bu kısım, hangi kuruluşların yabancı ajan olarak kaydolmayı planladığını ve hangilerinin bu statüyü almadan yurt dışından fon almaya devam edeceğini gösteriyor.
Proje Stratejisi’nde vakıf, üç alanda hareket alanını üç maddeyle belirliyor:
- İnsan hakları,
- Geniş bağımsız bilgiye erişim,
- Eleştirel tartışma ve müzakere için platformlar oluşturma.
“Proje, bu alanların her birinde güvenilir ortaklarımıza temel destek sağlamayı, büyümelerine ve gelişmelerine yatırım yapmayı ve temel işlerine devam etmelerini sağlamak için gerekli finansman düzenlemeleri konusunda esnek kalmayı planlamaktadır.
Rusya şu anda aşamalı, keyfi ve gelişigüzel bir kapanma süreci içindedir. Projenin temel rolü, Rusya’da daha açık ve demokratik bir gelecek için en iyi durumda gündem oluşturmaya yardımcı olabilecek ve en kötü durumda, yeni acımasız mevzuatın etkilerine göğüs gerererek hayatta kalabilecek yoğun ve geniş kapsamlı bir bağımsız sivil toplum aktörleri alanı yaratmaktır.”
Vakfın finans düzenlemeleri konusunda esnek kalma vurgusu, Rus STK’ların yabancı ajan statüsüne girmemesi için önem taşıyor. Bu kapsamda Rusya dışında bulunan ticari örgütler ve yabancı STK’lardan fonların çekilmesi planlanıyor:
“Yurt dışı fonlu STK’ların yasal durumu kötüleştikçe, bu alanlardaki önde gelen aktörlere verdiğimiz desteğin esnek olması ve hızla değişen koşullara uyumlu olması gerekir.
Halihazırda temel çalışmaların sürdürülebilmesini sağlama amacıyla çeşitli alternatif finansman düzenlemeleri için bir risk değerlendirmesi yapmakla meşgulüz.”
Rusya projesinde ana ortaklar şöyle listeleniyor:
İnsan hakları ve hukuk alanında: Kamuoyu Kararı, İnsan ve Hukuk, Agora, Memorial İnsan Hakları Merkezi, Sosyal ve Çalışma Hakları Merkezi.
Alternatif bilgiye erişim alanında: Levada, Carnegie, SOVA, Memorial International.
Eleştirel tartışma ve müzakere için platformlar oluşturma alanında: Saharov Merkezi, ProVladimir internet sitesi.
Bunun dışında Sivil Analiz ve Bağımsız Araştırma Merkezi (GRANI) de tartışmalar için temsili bir platform olarak kabul ediliyor ve Ekonomi Yüksekokulu gibi düşünce kuruluşlarından gelen fonların [yaklaşık yüzde 60 oranında] finansal istikrarı sağlayacağı, proje finansmanının ise yurt içi ya da yurt dışından gelebileceği belirtiliyor:
“Faaliyetlerimizi, davaları ve hak ihlallerini izlemekle sınırlandırmamız, kuruluşlara yurt dışındaki çalışmalarına geçişlerinde destek vermemiz ve Rus ortaklarla yakın istişare içinde çeşitli formlarda uluslararası avukatlıklarda yer almamız gerekebilir. Ayrıca, mümkün olan her yerde hukuki yardımı finanse etmeye devam edeceğiz ve en zor durumlarda para cezalarının ödenmesini düşüneceğiz.”
Öte yandan belgelerde Açık Toplum Vakfı’nın Rusya’daki STK’ları finanse etmekle neden ilgilendiğine ilişkin bilgilere yer veriliyor. Burada Rusya’nın Batı dünya düzeniyle çelişen geleneksel değerlere güçlü bir şekilde inandığı, bu değerleri lider konumda olduğu kuruluşlar aracılığıyla aktarmayı başardığı ve bunların başka ülkeler tarafından kopyalandığı kaydediliyor.
Vakıf, Rusya’daki LGBT hareketine ihtimam gösterdiğini, aynı zamanda LGBT topluluğunu bağımsız STK’lar ve bu konudaki “eleştirel tartışmalar aracılığıyla Rus gerçekliğine entegre etmeye yönelik mekanizmalar geliştirdiğini” belirtiyor. Bu işi de Saharov Merkezi üstleniyor:
“Ortaklarımız için kampanyalara çoktan başladık. Henüz çok azı LGBT haklarına öncelik veriyor. Bu sıklıkla hem insan hem de mali kaynak eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Daha sonra, LGBT örgütleriyle tüm alanlarda çalışmaya büyük ilgi duyan kilit ortaklardan oluşan bir pilot grup belirleyeceğiz.”