Gürcü keskin nişancılar, Maidan’daki toplu katliama ilişkin ifade verecek
Eski Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç yönetiminin polis teşkilatı Berkut’a bağlı personellerin avukatı, 2014 başında Kiev’deki Bağımsızlık Meydanı’nda gerçekleştirilen gösterilerde meydana gelen toplu katliama ilişkin Kiev Svyatoşinskiy mahkemesine yeni bir talep sundu.
Avukat Aleksandr Goroşinskiy, mahkemeye toplu katliamda yer alan Aleksandr Revazişvili’nin noter tasdikli beyanının bir kopyasını verdi.
Belgede şu ifadeler yer alıyor:
2014 kışında Ukrayna’nın Kiev kentinde yaşanan olaylara tanık oldum.
Diğer Gürcistan vatandaşlarıyla birlikte, 18–20 Şubat 2014 tarihlerinde Kiev’in Bağımsızlık Meydanı’ndaki etkinliklere katıldım. Daha sonra Ukrayna hükümetinde yüksek mevkilerde olan şahısların düzenlediği toplu infazlarına tanık oldum.
Ukrayna yargısına neler olduğu hakkında bilgi vermek istiyorum ve Maidan’daki olaylarla ilgili gerçeğin Ukrayna halkına aksettirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Belarus Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından uluslararası hukuk düzenine Ukrayna’daki kolluk kuvvetlerinin bir parçası olarak tanık sıfatıyla sorgulandığımı bildiriyorum. Belarus Başsavcılığı’na Şubat 2014’te Bağımsızlık Meydanı’nda meydana gelen olaylara ilişkin kanıt verdim.
Yukarıda belirtilenler ışığında, Bağımsızlık Meydanı’nda 18-20 Şubat 2014’teki olaylarla ilgili gerçekleri aktarma fırsatı gerçekleri iletmek için bir fırsatı sunulmasını, tekrar video bağlantısı aracılığıyla sorgulanmamı tekrar rica ediyorum.
Avukat Goroşinskiy’e göre, mevzubahis “Gürcü keskin nişancılar” Gürcistan ordusunda askeri eğitim almış kişilerdi ve 1998 Abhazya ve 2008 Güney Osetya savaşlarına da katılmışlardı.
Kiev’deki toplu katliamda yer alan keskin nişancılar arasındaki George Bejitaşvili ise daha önce Afganistan ve Irak’ta da NATO adına görev yapmıştı.
Goroşinskiy’e göre tamamı, eski Gürcistan Devlet Başkanı ve Odessa Valisi Mihail Saakaşvili’nin yakın çevresindeki isimler tarafından kontrol edilen “Serbest Bölge” hareketinin öncülüğünde özel askeri kamplarda eğitim gördü.
Avukat Goroşinskiy, konuya dair açıklamasında “Bu insanların her zaman yasal işlerle meşgul olmadıkları; çok üst düzey isimlerin suçlarına ışık tutabilecek birçok şey bildikleri anlaşılmalıdır. Bir dizi tehdit ve saldırının ardından Gürcistan’da iktidar değiştiğinde, bu tanıklara gazetecilerle yönelmeleri ve gerçeği söylemeleri tavsiye edildi. Daha sonra bu tanıklar gazetecilere röportaj verdi” ifadelerini kullandı.
Goroşinskiy’e göre eski Berkut personellerine karşı açılan davaların görüldüğü Svyatoşinskiy mahkemesi, Koba Nergadze ve Aleksandr Revazişvili olmak üzere iki Gürcü vatandaşının sorgulanması yönündeki talebi kabul etti.
Avukat Goroşinskiy, tanıklara dair şunları söyledi:
Uzun süre saklanmak zorunda kaldılar ve bu sebeple temaslarını geçici olarak yitirdiler. Ancak daha sonra Belarus’a geldiler, kendilerine daha güvenli bir yer buldular ve Maidan’da yaşananlarla ilgili tanıklık yapmaya hazır olduklarını tekrar teyit ettiler.
Goroşinskiy, tanıkların ifadelerinin doğruluğuna güveniyor:
Eğer Gürcü keskin nişancılar “sahte” olsaydı, mahkeme onları uzun zaman önce sorgular ve sözde şehir efsanesini açığa çıkarırdı. Bu konudaki dikkat çekici bir işaret, Svyatoşinskiy mahkemesinde soruşturmanın gerçekleşmesini engellemek için elinden gelen her şeyi yapan Ukrayna başsavcılığı temsilcilerinin tutumuydu.
Avukat Goroşinskiy, Facebook hesabından bir video yayınlayarak duruma daha fazla ışık tutan bir açıklamada bulundu.
Goroşinskiy söz konusu tanıkların, 2014’teki keskin nişancı katliamının Saakaşvili ve ortakları tarafından, 21 Şubat’ta protestocular ve Yanukoviç yönetimi arasında yapılması beklenen anlaşmayı sabote etmek için organize edildiğini doğruladığını aktardı.
Svyatoşinşkiy mahkemesi daha önce Berkut personellerinin tanık olarak belirttiği 4 Gürcü vatandaşının sorgulanması yönündeki talebi reddetmişti.
Kiev’in Bağımsızlık Meydanı’nda, 20 Şubat 2014’te keskin nişancı ateşi sonucu 49’u protestocu ve 4’ü güvenlik görevlisi 53 kişi hayatını kaybetmiş; “Turuncu Devrim” taraftarları, ABD ve Avrupa Birliği (AB), yaşananlardan Yanukoviç yönetimini sorumlu tutmuştu.